Miyom Nedir

Myom Rahim Kisti

rahim kisti myom sorunları hakkında uzmanlarımızın söyleyişilerini okuyarak bilgilenebilir Miyom hakkında merak ettiklerinizi müşteri temsilcilerimize danışabilirsiniz

Miyom nedir Miyom tedavisi hakkında bilmedikleriniz Miyom rahim kisti nasıl giderilir? Myom neden oluşur? Myom tedavisinde uzmanların görüşleri ve Myom hakkında söyleşilerini bilgilendirici makalemizde okuyalım

Myom tedavisi ve miyom hakkında Op.Dr.Serkan Oral Açıklamalarını okuyalım.

Miyom, rahim ağzı ve rahmin içerisinde yer tutan, rahimdeki düz kas dokusu ile gelişen iyi huylu olarak adlandırılan tümörlerdir. Tümör denilince hemen akla kanser geldiğinden belirtmek isteriz ki; vücut içerisinde iyi veya kötü huylu fark etmeksizin oluşmuş olan şişliklerin tamamına tümör denilmektedir. Yani tıpkı miyomlarda olduğu gibi iyi huylu tümörlerin de varlığı söz konusu olup herhangi bir kanser durumuna rastlanamayabilir. Miyomlar, genellikle yuvarlak yapıda ve pembeye yakın bir renkte bulunurlar. Kadınların genel olarak %20’sinde küçük çaplı da olsa miyomların varlığı saptanmıştır.

Miyomların en sık görüldüğü yaş aralığı 35-45dir. Ergenlik dönemlerinde miyom görülen kadın sayısı oldukça az olmakla birlikte menopoza girildikten sonra da miyom görülme sıklığı düşmektedir. Buna rağmen, menopoz öncesinde miyom tanısı konulmuş kadınların bazılarında menopoza girildikten sonra hastalığın hızla ilerlediği görülmektedir. Miyomların belirtileri, rahim içerisinde veya çevresinde daha çok hangi organa yakın olduklarına bağlı olarak değişmektedir.

Miyomların belirtileri nelerdir?
Miyomların teşhisi, genellikle kapsamlı jinekolojik muayeneler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Tabi ki bu şekilde ortaya çıkan miyom, kanama ve ağrı gibi belirtiler neticesinde yapılan muayenede tespit edilmiştir. Normal şartlarda miyom teşhisi, rutin jinekolojik muayenelerde sağlanamamaktadır. Ancak belirli bir büyüklüğe ulaştıktan ve kanama, ağrı gibi belirtiler ortaya çıkardıktan sonra miyom teşhisi kesinleşebilir. Miyomların en belirgin belirtileri şu şekildedir;

Adet dönemlerinde çok fazla kanama,
Adet sonrasında aralıklarla açık renkte kanama,
Karın ve rahim bölgesinde gözle fark edilecek şekilde büyüme,
Cinsel ilişki ve adet dönemlerinden sonra bel ve kuyruk sokumunda ağrı hissedilmesi,
Sıklıkla idrara çıkma isteği,
Ayrıntılı yapılan kısırlık testlerinde de bazı durumlarda miyomların tüpleri tıkadığı görülmektedir.
Ayrıca miyomlar, barsaklarda oluşturdukları basınçtan dolayı kabızlığa da sebep olmaktadırlar.
Miyom teşhisi konulduktan sonra ne kadar beklenmeli?
Miyomların büyüklükleri, sayısı ve büyümede gösterdiği hız, metabolizma ve bağışıklık sistemindeki farklılıklardan dolayı her kadında farklılık göstermektedir. Miyomlar, östrojen hormonunun etkisiyle büyümelerini sürdürmektedirler. Menopoz döneminde kadınlarda östrojen hormonu artık salgılanmadığından miyomların ilerlemesi daha kolay duracaktır. Bu durum sadece küçük boyuttaki miyomlar için geçerli olup, büyük ve daha çok gelişmiş miyomlar, menopozdan sonra dahi tehlike arz etmektedirler. Miyomların ameliyatla alındıktan sonra vücutta tekrar varlığını sürdürebildikleri, kendi kendine tekrarlandığı var sayılarak, küçük çaplı olan miyomlar, genelde takip altında tutularak ilerlemesi kontrol edilir ve gerçekten tehlike arz edecek bir duruma gelene kadar ameliyatla müdahale yapılmaz. Bunun yerine ilaçla tedavi yöntemine başvurulur, miyom hızla gelişimini halen sürdürüyor ise ameliyat uygulanır.

Miyomdan korunma şekli nedir?
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, kadınlarda sıklıkla görülen miyomların hareketsiz ve kilolu kadınlarda daha çok görüldüğü belirlenmiştir. Bu durum, kasların aktiflik durumunun miyomun oluşmasında doğrudan etkili olduğunun bir belirtisidir. Yani miyomlardan korunmanın şu an için en etkili yolu, kilo almayıp karın bölgesini hantal bir hale getirmeden kasların sürekli çalışmasını sağlamaktır.

Miyom tedavisi
Yukarıda da belirttiğimiz gibi miyomların küçük oldukları dönemlerde vücuda herhangi bir sıkıntısı yoktur. Bu durumlarda miyomun sürekli kontrolü, ilaçlar ile daha da küçülmesini ve yok olmasını sağlamak en etkili tedavi yöntemidir. Miyomların kontrol altında tutulduğu bu safhada kanserli hücrelerin vücutta olan varlığının kontrolü ve bu gibi komplikasyonların engellenmesi de sağlanacaktır. Küçük iken tespiti yapılan miyomların tedavisi oldukça kolay olmakla birlikte ilerlemiş, daha büyük boyutlardaki miyomların tedavisinde ameliyat yöntemleri tercih edilmektedir. Miyomların tespiti yapıldıktan sonra alanında uzman bir hekim tarafından kontrol ve takibi yapıldığı sürece miyomun insanlara vereceği olumsuz etkiler çok daha aza indirgenecektir.

Prof.Dr.Mülazım Yıldırım açıklamalarını okuyalım.
Myom Nedir, Miyom Tedavisi

Myom, rahim adelesinden gelişen , halk arasında "ur" diye bilinen iyi huylu bir tümördür. 20-35 yaş arasındadaki kadınların %20'sinde görülür. Yaş ilerledikçe, myom insidansında da artma olmaktadır. 45 yaş üzerindeki kadınların yaklaşık %40'ında myom vardır.

Hiç doğum yapmamışlarda daha sık rastlanır. Bazı ailelerde daha sık görülür. Menopozdan sonra görülmez ve hatta var olan myom, menopozla birlikte gerileyebilir.

Myom, rahim duvarında yerleştiği yere göre bazı belirtilere neden olmaktadır. Myomlar, büyüklükleri, sayıları ve rahimdeki yerleştikleri yere göre genel olarak üç belirtiye neden olmaktadır. Bunlar kanama, ağrı ve infertilite (kısırlık)'dır.

Rahim iç duvarına yerleşen myomlar en çok kanamaya neden olmaktadır. Rahimde myom olduğu zaman, kadında adet kanamaları artar ve pıhtılı bir kanama meydana gelir. Adet kanamalarinda çok kan kaybına maruz kalan kadının dermanı ve gücü kalmaz ve enfeksiyonlara sıkça yakalanır. Bu durumda kadın hemen doktora gitmelidir.

Myom belirti vermezse, kadınlar bunu fark edemez ve doktora da gitmemisse, myom rahim içinde büyümeye devam eder. Büyük hacimdeki myomlar da bulundukları yere göre ağrı ve bası belirtilerine neden olmaktadır. Her şeyden önce hasta, rahminde aşağıya doğru çekilme ve sanki bir ağırlık varmıs gibi bir hisse kapılır.

Rahmin ön yüzünde olan myomlar, mesaneye baskı yapacağından, hastalar sık sık idrara çıkar ve zaman zaman idrar yaparken yanma hissederler. Rahmin arka yüzünden gelişenler ise, kalın barsağa baskı yapacağından, defekasyon problemlerine neden olabilir.

Myomlar, rahim içini bozarak, rahimde şekil bozukluğu yaparak, sperm geçisini engelleyerek, rahim kasılmalarına neden olarak, ve tuba trasesini bozarak infertiliteye (kısırlığa) neden olurlar.

Myomlar genel olarak yüzde 5-10 arasında infertiliteyle birliktedir. Ama sadece myomların neden olduğu infertilite oranı yüzde 2-3 kadardır.

Rahimde myom olmasına rağmen gebelik de oluşabılır. Bu durumda, gebeliğin erken dönemlerinde yani ilk 3 ayında myom büyür. Daha sonra küçülebilir, değişmeyebilir veya büyümeye devam edebilir. Bunu önceden kestirmek zordur.

Myom düşüklere neden olabilir, bebek gelişmesi tam olmayabilir, bebeğin eşi zamanından önce yani hamilelik sırasında yerinden ayrılır ve bebek ölür, annenin hayatı da tehlikeye girebilir. Eğer gebelik miadına kadar devam ederse, bebek başıyla değil, poposuyla gelebilir, yan geliş olabilir, ağrılar başlamayabilir, ve doğumdan sonra da kanama fazla olabilir.

Bu nedenle rahimde myom varsa ve bir gebelik planlanıyorsa, myom mutlaka ameliyatla çıkartılmalıdır. Sonra gebeliğe izin verilmelidir. Ama myoma rağmen gebelik oluşmuşsa, hiçbir şey yapmadan gebe daha sıkı takip edilmeli, gebeliğin ileri dönemlerinde dayanılmaz ağrılar oluşursa, gebelik dikkate alınmadan myom çıkartılmalıdır. Usta bir cerrah, bebeğe zarar vermeden myomu rahatlıkla alabilir.

Gebelikte myomun belirtisi yoksa, doğum beklenir. Doğumda rahmin dış yüzündeki myomlar alınabilir. Ama geniş tabanlı oturmuş büyük myomlar çıkartılmamalıdır, çünkü durdurulamayan kanamalara neden olunabilir.
Myomların kesin tedavisi ameliyattır yani myom ameliyatla çıkartılır.

Hiç bir ilaç myomu ortadan kaldırmaz. Bazı ilaçlar, myomu küçültürse de, ilaç kullanılırken hasta menopoza gireceğinden, hastada menopoz belirtileri ortaya çıkar. Ayrıca, myomu küçültmek için ilaç kullanılırsa o myomun ameliyatla çıkartılması zordur, ameliyatta kanama fazla olur.

İyi eğitim almış, tecrübeli bir doktor, üreme çağında ve çocuk arzu eden kadınlarda myomun büyüklüğü, sayısı ve yerleştiği yer ne olursa olsun, rahime zarar vermeden myomu çıkartabilmelidir. Bunu yapamıyorsa, zaten myoma dokunmamalıdır.

Myomlar laparoskopi yapılarak da çıkartılabilir. Bunun kararı, myomun sayısı ve büyüklüğü ile ilgilidir. 6 cm'den büyük olanlar, 4 adetten fazla olanlar, tubalara yakın yerleşenler ameliyatla çıkartılmalıdır. Saplı olanlar ise, laparoskopi ile çıkartılabilir.

Myom çıkartıldıktan 4 ay sonra, hasta arzu ederse, gebeliğe izin verilir.

Hasta menopoza yakınsa ve myomun hiç bir belirtisi yoksa, tedavisi de gerekmez.

(Kaynak:Prof.Dr.Mülazım Yıldırım dersnotları)